18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 106. yılı dolayısıyla Manisa Valiliği tarafından şehit aileleri ve gaziler onuruna yemek verildi.
Bir otelde düzenlenen programa katılan Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Manisa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Palabıyık, 1. Komando Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Sebahattin Kalkan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Selçuk Yıldırım, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, İl Emniyet Müdürü Ömer Uslusoy, şehit aileleri ve gazilerle birlikte yemek yedi.
Programda, 2018 yılından bu yana Manisa’da görev yapan Çanakkale Deniz Zaferi kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın torunu Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Seyit Çabuk da yer aldı.
SEYİT ONBAŞI’NIN TORUNU DEDESİNİ ANLATTI
Müttefik donanmasının 18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı’nı geçmek istemesi üzerine, mekanizması bozulan bir topun 276 kiloluk mermisini sırtına alarak namluya süren ve İngiliz zırhlısını vurarak savaşın yönünü değiştiren Seyit Onbaşı ile aynı ismi taşıyan 3. kuşak torunu Seyit Çabuk, ailesinin dedesiyle ilgili anlattığı anıları paylaştı.
“ASKERLİK, TÜRK MİLLETİNİN ÖZÜNDE VAR”
Sözlerine tüm şehitleri rahmetle anarak başlayan Çabuk, “20 yıldır Jandarma Genel Komutanlığının emrinde çalışıyorum. Manisa İl Jandarma Komutanlığında görev yapıyorum. Askerlik, Türk milletinin özünde var. 18 Mart tarihlerinde birçok kez Çanakkale’ye gitmek nasip oldu. Oraya herkesin gitmesi lazım. Şehitlerimizin o küçücük toprakta neler yaptığını görmeliler. Biz de bu yüzden asker olduk. Tüm şehitlerimizden bir kez daha Allah razı olsun.
“SUYU BARDAK İLE DEĞİL, TESTİ İLE İÇERMİŞ”
Dedem, 1889 yılında önceki ismi Manastır olan Koca Seyit Mahallesi’nde dünyaya gelmiş. 1939 yılında 50 yaşındayken vefat etmiş. Torunu babam Şaban Çabuk’tur. Henüz babam 1 yaşındayken dedem vefat etmiş. Bu yüzden babam da görememiş. Dedem, Çanakkale Savaşı’nda Mecidiye tabyasında savaşmış. 276 kilo mermiyi bu tabyada kaldırıyor. Savaş bittikten sonra Balıkesir’in Havran ilçesi şu anki ismiyle Koca Seyit Mahallesine dönmüş. Burada hayvancılık, orman ve kömürcülük işleriyle uğraşmış. Babaannem anlatırdı; suyu bardak ile değil, testi ile içermiş.
“DERENİN KARŞISINA GEÇEMEYEN HAYVANLARI SIRTINA ALIP GEÇİRİRMİŞ”
Çok güçlü bir yapısı varmış. Hayvancılık yaptığı dönemlerde derenin karşısına geçemeyen yüklü hayvanı sırtını alıp geçirirmiş. Öyle güçlü bir insanmış. Hastanede zatürreden dolayı vefat etmiş. Şu an bizim köyümüzde devletimizin yaptığı bir Koca Seyit Anıt Mezarı var. Devamlı ziyaretçileri de gelip gitmektedir” dedi.