ABD Başkanı Trump, Grönland’ı satın almak istediğini teyit etti. Adanın ABD için jeopolitik önemi olduğunu kaydeden Trump, ancak konunun ABD hükümeti için öncelikli olmadığını belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump, Danimarka toprağı Grönland’ı satın alma girişimini doğruladı. Pazar günü gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, konu ile ilgili bir soruya, “Bu, üzerinde konuştuğumuz bir mesele” yanıtını verdi. ABD lideri satın alma girişimini, “Konsept gündeme geldi ve ben stratejik açıdan kesinlikle ilginç olduğunu ve konuyla ilgilendiğimizi söyledim” sözleriyle gerekçelendirdi.
ABD lideri, Grönland’ın satın alınması konusunun Danimarka hükümeti ile önceden “Biraz” müzakere edilmesi gerektiğini belirtirken, meselenin ABD hükümeti açısından öncelikli olmadığını da sözlerine ekledi.
Trump, Grönland’ın bir ABD toprağı ile takas edilmesinin mümkün olup olmadığı sorusuna ise “Bir çok şey mümkün. Sonuçta büyük bir gayrımenkul pazarlığı sözkonusu” yanıtını verdi.
Başkan seçilmeden önce gayrımenkul ticareti yapan Trump, Grönland’ın Danimarka’ya yıllık 700 milyon dolar külfet getirdiğini ileri sürerek, adanın ABD için jeopolitik önemi olduğunu kaydetti.
Trump’ın Grönland adasının tamamını satın almak istediğine dair haber geçen hafta Wall Street Journal’de yayınlanmıştı. Trump’ın danışmanlarının açıklamalarına dayandırılan haberde başkanın Beyaz Saray’daki dünyanın en büyük adasını satın alma fikrini araştırmaları talimatını verdiği öne sürülmüştü. Bunun üzerine Danimarka’ya bağlı özerk Grönland yönetimden gelen yanıtta, “ABD’yle iyi bir işbirliğimiz var ve biz bunu ülkemize ve sunduğumuz imkanlara yatırım için duyulan ilginin ifade edilmesi olarak görüyoruz” denilmişti. Açıklamada, “Elbette Grönland satılık değil” ifadesi kulanılmıştı.
Danimarka’ya bağlı özerk bölge statüsündeki Grönland’a 1946’da da dönemin ABD Başkanı Harry Truman talip olmuştu. Truman hükümeti, Danimarka’ya ada için 100 milyon dolar teklif etmiş ancak ret cevabı almıştı.
Büyük bölümü buzlarla kaplı bir ada olan Grönland, stratejik konumu ve yer altı zenginlikleri nedeniyle ABD’nin yanı sıra Çin ve Rusya’nın da dikkatini çekiyor.