celal yıldız uzaktan eğitim bodrum haber kdv iadesi
Ana Sayfa Yaşam 3 Ocak 2024 171 Görüntüleme

Sanat Bilgisi Nedir

Sanat tarihi nedir ve özellikleri nelerdir?
Sanat, güzel ve etkileyici bir gerçeklik yaratan bir etkinliktir. Sevdiğiniz ve düşündüğünüz şekilleri yaratma girişimidir. Dünyadaki yaratıcı faaliyet, insanlara faydalı aletler yapmak değil, güzellik yaratmaktır. Müzik, resim, heykel, edebiyat, seramik, tiyatro, mimari ve sanat eserleri.
Sanat yaşamı ve varoluşu derinden yakalar. Bu anlayış iktidardan, bilimden ve felsefeden farklıdır: Akla değil, duyguya, coşkuya ve sezgiye dayanır. Sanatçı olayların gerçekliğini bireysel duygular üzerinden ifade ediyor. Bu ifadeyle kişinin manevi dünyasının zenginliğine katkı sağlar. Varoluşun bir kısmını sezgiyle kavrar; eserinin bahsettiği kısmına atıfta bulunmaktadır. Dolayısıyla sanatsal bilgi, sanatçı ile manipüle ettiği nesne arasında doğuştan gelen bir bilgidir.

Sanatçı ayrıca sesleri, renkleri ve çeşitli malzeme formlarını (taş, ahşap, toprak, alçı vb.) ve ifadeyi ifade aracı olarak kullanıyor. Sanatsal bilgi kişiden kişiye ve sanatçıdan sanatçıya değişen öznel bir bilgidir. Sanatçı güzellik yaratmak için kullandığı araçları kullandığında ise durum böyle değildir. Çünkü sanatçı gördüğü nesneye kendi bakış açısından bakar ve onu kendine özgü bir biçimde ifade eder.
Sanatçı sıklıkla zihnin ötesine geçer ve onu dışarı iter. Ne zaman ve nerede olacağını sınırlayabilirsiniz. Dolayısıyla Sanat bilgisi şu veya bu yönteme bağlı değildir. Sanatsal bilgiyle yaratılan sanat eseri eşsizdir. Bu nedenle aynı iş iki kez yapılamaz. Mesela Leonardo da Vinci yaşasaydı bile Mona Lisa’yı ikinci kez resmedemezdi.

Sanat tarihi nedir ve özellikleri nelerdir?
Sanat, güzel ve etkileyici bir gerçeklik yaratan bir etkinliktir. Sevdiğiniz ve düşündüğünüz şekilleri yaratma girişimidir. Dünyadaki yaratıcı faaliyet, insanlara faydalı aletler yapmak değil, güzellik yaratmaktır. Müzik, resim, heykel, edebiyat, seramik, tiyatro, mimari ve sanat eserleri.
Sanat yaşamı ve varoluşu derinden yakalar. Bu anlayış iktidardan, bilimden ve felsefeden farklıdır: Akla değil, duyguya, coşkuya ve sezgiye dayanır. Sanatçı olayların gerçekliğini bireysel duygular üzerinden ifade ediyor. Bu ifadeyle kişinin manevi dünyasının zenginliğine katkı sağlar. Varoluşun bir kısmını sezgiyle kavrar; eserinin bahsettiği kısmına atıfta bulunmaktadır. Dolayısıyla sanatsal bilgi, sanatçı ile manipüle ettiği nesne arasında doğuştan gelen bir bilgidir.

Sanatçı ayrıca sesleri, renkleri ve çeşitli malzeme formlarını (taş, ahşap, toprak, alçı vb.) ve ifadeyi ifade aracı olarak kullanıyor. Sanatsal bilgi kişiden kişiye ve sanatçıdan sanatçıya değişen öznel bir bilgidir. Sanatçı güzellik yaratmak için kullandığı araçları kullandığında ise durum böyle değildir. Çünkü sanatçı gördüğü nesneye kendi bakış açısından bakar ve onu kendine özgü bir biçimde ifade eder.
Sanatçı sıklıkla zihnin ötesine geçer ve onu dışarı iter. Ne zaman ve nerede olacağını sınırlayabilirsiniz. Dolayısıyla sanat ve bilgi şu veya bu yönteme bağlı değildir. Sanatsal bilgiyle yaratılan sanat eseri eşsizdir. Bu nedenle aynı iş iki kez yapılamaz. Mesela Leonardo da Vinci yaşasaydı bile Mona Lisa’yı ikinci kez resmedemezdi.

Sanatsal bilginin gelişimi

dekoratif Sanatlar
Güzel sanatlar ile “dekoratif” arasındaki ayrım büyük ölçüde keyfidir. Avrupalılar bunu yapmaya ve güzel sanatlara onunla ilişkilendirilen mistik havayı vermeye ancak 18. yüzyılda karar verdiler. Bugün fark bariz olmasa da iyi bilinmektedir. Dekoratif sanatlar, bir işlevi temsil ettikleri veya önerdikleri için daha çok zanaatla ilişkili kabul edilir. Dekoratif sanatların kategorileri geniş olsa da, birleştirici tek faktör işçilikteki mükemmelliktir. Ustalık teknik ustalıktan daha fazlasıdır. Bu, malzemelerin ve bu malzemelerin nasıl üretildiğinin derinlemesine anlaşılmasını gerektirir.
Dekoratif sanatın yaratılmasında belki de en önemli faktör, sanatçının üretim sürecinden duyduğu samimi gururun yanı sıra, yapılabilecek şeyler yaratma arzusudur. Tamamen faydacı bir düzeyde, bu mükemmellik arzusu aşırı görünebilir, ancak bu son derece insani bir durumdur. Ancak tüketici talebi göz önüne alındığında ortadan kaybolabilir. Tüketici ürünleri genellikle mümkün olduğu kadar iyi üretilmiyor ve mümkün olduğu kadar uzun süre dayanmıyor, ancak bunlar piyasa ekonomisine dikkatli bir şekilde uyarlanıyor. Makine yapımı ürünler sonsuza kadar dayanacak şekilde tasarlandığında, aynı amaç için ancak farklı görünüme sahip yeni ve geliştirilmiş ürünler tasarlama ve üretme fırsatı çok azdır.
Erken Sömürge tarzı
Erken sömürge döneminde Amerika, Avrupa’dan tüketim malları ve el sanatları ithal etti ve bu da Atlantik’in her iki yakasında da aynı ürünlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Kolonilerde üretilen tüm ürünler, üreticinin menşe kültürüne çok benzer tasarımlara sahipti. Yerli imalatçılar ünlendikçe özgün tasarımların ufak tefek farklılıkları ortaya çıkmaya başladı. Koloniler zenginleştikçe kaliteli mobilyalara olan talep de ilk olarak güneyde arttı. Çam, huş ağacı, akçaağaç, meşe, ceviz ve daha sonra ceviz gibi çeşitli yerli yumuşak ve sert ağaçlar kolonyal mobilya üreticilerinin kullanımına hazırdı. Her gemiyle birlikte, kamıştan, çıtalardan ve deriden yapılmış sandalyelerin yanı sıra daha çok koltuk olarak bilinen döşemeli sandalyeler gibi yeni mobilya türleri eklendi. İngiltere’den üç stil geldi: William ve Mary (c. 1700–1725) – Barok’un bir uyarlaması; Kraliçe Anne (c. 1725–1760) daha vicdanlı, incelikli bir Baroktur.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.