Baksı Kültür Sanat Vakfı, “Geçmişi selamlamak” başlığıyla düzenlediği Anadolu Ödülleri kapsamında bu yıl ilk kez düzenlenen; geçmiş ve geleceği, usta ve çırağı birbirine bağlayacak Misafir Sanatçı Programı’nı başlattı. 2021 ödül programında beş ayrı dalda, ödül alan her bir sanatçı adına genç bir yetenek, Misafir Sanatçı Programı’na davet edildi. Programı için her sanatçıya Baksı Müzesi’nde 15 gün ayrıldı. Belirlenen tarihler içerisinde Baksı’ya davet edilen ve burada konaklayan genç sanatçılar, kendi alanlarında bir üretim içerisine girecekler. Süreç sonunda hazırlanan çalışmaları ise yeni bir etkinlikle sanatseverlerle paylaşılacak. Genç sanatçılarla icra ettikleri sanatları ve Misafir Sanatçı Programı’nı konuştuk.

SÜRECİMİ DESENLER BELİRLİYOR
Daha çok küçük bir çocukken bile resme olan yeteneğinin farkında olduğunu söyleyen Yılmaz Bulut, Görsel Sanatlar dalında Baksı Müzesi’ne davet edilen misafir sanatçılardan biri. Kendini bu alanda geliştirmesi gerektiğini hisseden Bulut’un sonraki süreçlerde lise ve yüksek öğrenim tercihi de güzel sanatlar alanında olmuş. 2010 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları bölümünü kazanmış. Tezhip-Minyatür Anasanat dalında okurken aynı zamanda çift anadal yaparak resim okumaya başlamış. 2014 yılında tezhip-minyatür bölümünden ve 2016 yılında da resim bölümünden mezun olmuş ve aynı yıl başladığı yüksek lisansını 2019’da tamamlamış.

“Geçmişi Selamlamak başlığıyla bir ödül töreninde görsel sanatlar alanında misafir sanatçı olarak davet edilmek, benim için çok değerli ve heyecanlı oldu” diyen Bulut, bu fırsatı;kendi sanatsal düşünsel pratiği ve kaldığı mekan ile kurduğu ilişki üzerinden oluşan bir üretim süreci olarak değerlendiriyor. Neler yapacağıyla ilgili aklında çok net bir şey olmadığını söyleyen Bulut, “Biraz da Bayburt’u, doğasını ve Baksı Müze’sini gördükten sonra şekillenecektir diye düşünüyorum” diyor.

PORTRELER VE RÜYALAR EŞLİĞİNDE
Çocukluk yaşlarından itibaren ilgi odağının bariz bir şekilde müzik yapmak olduğunu söyleyen Şimayli, “Bir çok enstrüman ve müzik türü tanımak, keşfetmek için olan hevesim, bu doğrultuda seçimler yapabilmeme zaman ve imkan tanıdı” diyor.

Şimayli, öğrenim gördüğü kurumlar ve insanların yanı sıra; devinen süreçler çerçevesinde farklı müziklerden, mekanlardan, kültürlerden ve dönemlerden, sınır ve ayrım gözetmeden beslendiği ilham kaynakları çerçevesinde yaptıklarının yaratıcılığı, hayal gücünü ve bütünselliği ön planda tutan bir zeminde tutmaya gayret gösterdiğinin de altını çiziyor.
Yazdığı müzikleri kolektif bir atmosferde seslendirmek amacı ile “Portrait and a Dream” isimli grubu kurmuş. 2022 Ocak ayında aynı isme sahip bir albüm yayınlanmış. Portrait and a Dream ve müzik çalışmaları hakkında konuşan Şimayli, “Önümüzdeki zamanlarda bu albümü konserlerde dinleyiciyle buluşturmayı umuyor ve bu çalışmanın yeni üretimlerim için ön ayak olan bir anlam taşımasını diliyorum” diyor.
BAKSI’YI GÖRÜNCE ÜRETECEĞİM
Misafir Sanatçı Programına Mimari alanında katılan Erikçi, “İlkokulda mesleklerin tanımını yaptığımız gün mimar olmak istediğime karar verdim ve o yaşlardan beri bu isteğim hiç değişmedi” diyor ve ekliyor: “Mimar Sinan Müzesi ve Mimarlık Merkezi projesi ve diğer ödül aldığım projeler de bu kararımın doğru olduğunu destekler nitelikte bir motivasyon kaynağı oluşturuyor”
Misafir Sanatçı Programı’nın “Kolektif bir üretim alanı oluşturmak üzerine kurulu bir süreç” şeklinde tanımlanabileceğini ifade eden Erikçi, “15 gün gibi bir süre içerisinde alanlarında deneyimli kişilerin bir araya geldiği ve Baksı’ya, kente ve kentliye dokunularak üretilecek fikirleri paylaştığı kolektif bir etkinlik, şu an için neler yapacağımı söylemem çok zor” diyerek kent dokusunu ve Baksı’yı görmeden bir üretim yapmayı düşünmediğinin kararlı bir şekilde altını çiziyor. Erikçi, “Baksı’da çalışacak olmak nasıl bir his?” sorusunu ise “Şimdiden bu denli kıymetli bir organizasyon içerisinde olduğumu bilmek büyük bir keyif ve heyecan veriyor” şeklinde yanıtlıyor.
ÖMRÜM BOYUNCA OYUNDA OLMAK İSTERİM
“Geçtiğimiz Ocak ayında, I ME CE 2.0 sergisi kapsamında Barın Han’da mekana özgü bir şiir ve yerleştirme ile yer aldım. Boyut kazanan ve deneyime dönüşen bir şiir ortaya çıkarmak uzun zamandır hayalimdi” diyerek bu hayalinin gerçekleşebildiğini görmenin yolunu çizmek açısından hayli somutlaştırıcı olduğunu söyleyen Çağla Meknuze Kırant, mekana özgü işler üzerine düşünmeye devam ettiğini ifade ediyor.
Varlığı ile ilham veren Baksı Müzesi’nin bir parçası olma fikrinin oldukça heyecanlı olduğunu söyleyen Kırant, “Anadolu Ödülleri kapsamında bu yıl ilk kez açıklanan Misafir Sanatçı programından haberim dahi yokken bana hayatımın en anlamlı sürprizini yaşatan Danışma Kurulu üyelerine bir kez daha sizin aracılığınızla teşekkür etmek isterim” diyor.
Program kapsamında Baksı Müzesi’nde 15 gün konaklayacak ve burada 2021 Anadolu Ödülleri kapsamında edebiyat alanında ödüle değer görülen Refik Halit Karay adına eser üreteceğini söyleyen Kırant orada bulunacağı günler için sabırsızlandığını da sözlerine ekliyor.
Ustalarla bağ kurmalılar